29 Nisan 2012 Pazar

Harikalar Diyarı




  Alice, beyaz tavşanı takip etmişti ve ardından çukurdan  Harikalar Diyarı'na doğru düşmeye başlamıştı. Masalın sonunda Alice uyanır ve Harikalar Diyarının sadece bir rüyadan ibaret olduğunu anlardı. Hatırladığım kadarıyla. Buradan yola çıkarak Harikalar Diyarının, Alice'in gizli düşleri ve hayali olduğunu da söyleyebiliriz. Harikalar Diyarı bir akıl oyunundan ibaret. Alice'in fark etmediği, hatta var olduğunu dahi bilmediği düşlerinin bir dışa vurumu.


 Peki bizim sahip olduğumuz Harikalar Diyarı? İnsanların hatta belki de bütün varlıkların en gizli, en mutlu, en acımasız ve en gerçek parçasıdır rüyalar, bilinçaltı veya adına her ne demek isterseniz. Ben Harikalar Diyarının tam bu noktada başladığına inanıyorum. Dünyanın bariz (!) gerçekliğinden uzaklaşıp, kendi gerçekliğimiz ile tanışmamız, buluşmamızdır. Herkes kendine ait özel bir Harikalar Diyarına sahiptir. Önemli olan içinizde bir yerlerde saklanan ve size özgülüğü vaat eden bu diyarı fark etmek ve yaşamaktır. Her zaman söylediğim gibi 'İnsanlar Hayallerini Yaşadıkları Zaman Özgür Olurlar.' Zaten herkesin aklında ki özgürlük kavramı da budur ama bazıları farkına varamıyor ya da yaşadığı hayattan, sosyal çevreden veya ilişkilerinden dolayı fark etmek istemiyordur. Bence dışarıya bakmak ve ne düşündüklerine karşı debelenmek yerine insan kendi içine bakmalıdır. Etrafındakilerin düşüncesi o zaman etkisini yitirir. Sen kim olduğunu biliyorsan sana hiç bir güç karşı koyamaz ve işte o dakikadan sonra hayallerini yaşayabilirsin. Özgür olabilirsin.


 Bazı insanlarda var ki özgürlüğü kaçıp, kurtulmak zannederler. Hayır. Bu özgürlük değildir. Kaçmak asla özgürlük olarak nitelendirilemez. Hatta özgürlükten kaçmaktır. Eğer baş kaldırabilir ve her şeye göğüs gerersen kaçmak aklına dahi gelmez.


 Harikalar Diyarı insanı çocukluğuna, anılarına, geçmişine ve bugününe götürür. Belki de geleceğine dahi. Karanlıktan kaçmayın, karanlığa ışığı götürün ve özgür olun. Harikalar Diyarımız da  kimse bize bulaşamaz çünkü sadece bize özel ve korunaklı bir yerdir. Hayallerin başladığı, umutların parladığı ve kendi gerçekliğimizle buluştuğunuz yerdir.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Bence Aşk...


   Aşkın sonu mutluluk mudur? Yoksa aşk sonsuzluk mudur? Bence aşk sonsuz mutluluktur...

 Kim olduğunu bilmediğimiz bir insan var karşımızda... Ona her bakışımızda kalp ritimlerimizi beşe katlayan, yanındayken kokusuyla sarhoş olduğumuz, yanındayken sesiyle sağır olduğumuz, yanındayken gözlerine bakarken içinde kaybolduğumuz, eşi benzeri olmayan, kalbimizin tek sahibi... Gözyaşlarımı hak eden tek insan...

 Dudaklarından dökülen her söz, onun ağzından işittiğim her kelime, ona olan inancımı temellendiren, güvenimi kuvvetlendiren, en önemli değerlerden sadece bir tanesi... Onun bana bir bakışı, bir dokunuşu, bir öpüşü benim için anlamlandırılamayan ama olağanüstü duygulara sahip olmamı sağlayan, hayatımın güzelliklerinden sadece bir tanesi... İçinde hapsolmak isteyebileceğim, hiç olmadığım kadar özgür olabileceğim, hiç olmadığım kadar mutlu olabileceğim ve hiç olmadığım kadar aşık olabileceğim bir kalp tanıyorum ben... Bunu kağıtlarla anlatmak mümkün değil. Seni çok seviyorum.

  Aşkın sonu özgürlük müdür? Yoksa aşk bir özgürlük müdür? Bence aşk özgürlüğün hapishanesidir.

 Mavi gökyüzünde süzülmeye başlasın bir an... Kanatların gökyüzünü ikiye ayırır adeta... Seni yeryüzüne bağlayan hiç bir şey yoktur ondan başka... Kalbin sanki senden ayrılacakmış gibi hissedersin, kalbin özgürlüğü, onu hissetmek için kopar senden... Kokusu seni büyüler sanki sadece onun kokusuna muhtaç hissedersin kendini... Sesiyle kulakların özgür rüzgarın sesini duymaya başlar... Gözleriyle seni yeryüzünden ayırır, gökyüzüne, beyaz bulutların arasına çıkarır seni... Özgürlüğünün ona ait olduğunu hissettiğin tek insan...

 Karanlığın sana somut bir varlık gibi dokunduğu zaman onun tenini hissedersin ve karanlık çekilir onun karşısında... Karanlık fısıltılar kulaklarını acıtmaya başladığında onun sesi dünyada duyduğun en güzel melodiye dönüşür, fısıltılar arkanda sonsuzlukta yok olmak üzere kaybolur... Karanlık hapishaneden kurtarır seni... O yanında değilken yaşamanın bir anlamı yoktur... Karanlık seni yeniden sarmaya başlar... Ama korkma o seni hiç bırakmayacaktır. Kuşlar gibi özgür olacağınız gökyüzüne götürecektir seni... beni... Tek hapishanemin özgürlük olduğu bir kalp tanıyorum ben... Bunu kağıtlarla anlatmak mümkün değil. Seni çok seviyorum. 

  Aşk yaşlı bir kadının parmaklarının arasında duran kırmızı bir elma mıdır? Yoksa ölümü bekleyen bir prensesin, yakışıklı prens tarafından dudaklarına konan bir öpücük ile uyandırılması mıdır? Bence aşk masalların sonsuza kadar süren mutlu sonlarından biridir. 

 Gözlerini ilk açtığında onu bulursun karşında. Seni hayata bağlayıp aynı anda koparmıştır adeta. Kalbin sanki onundur, onun kalbi de senin olmuştur... Kokusu sanki boğulacakmış gibi hissetmeni sağlarken bir taraftan da seni kurtaracak ilk nefes gibi gelir... Sesi sanki gökyüzünde şarkılar söyleyen kuşları, hafifçe esen rüzgarın ıslığını, sonu yokmuş gibi görünen bir ormanın tek tek her ağacın kulaklarına fısıldadığı ve seni gerçekten duymaya başlamışsın gibi hissettirendir... Gözleri bütün güzellikleri gördüğünü düşündüğün anda seni bocalatan ve yeryüzüne ait değilmişsin gibi serin rüzgarın seni uçurması gibidir. Dudaklarına konulan ve seni sonsuz uykudan uyandıran temasın aşka dönüştüğünü hissettiğin anda tüm bunları sana yaşatan tek insan...

 Beni hayata bağlayan ve ona ait olmamı sağlayan, dudaklarından çıkan her kelime sadece benim en önemli ve kalbime bağlı değerlerden bir tanesi... Onun her bakışı, her dokunuşu, her öpüşü anlamlandırılamayan ama beni tekrar tekrar hayata bağlayan, zehirli elmanın tadını dudaklarımdan söküp çıkaran, dünyanın güzelliklerini bana yeniden yaşatan ve güzelliğin ta kendisi olan... İçinde hapsolup bir daha çıkmak istemeyeceğim, hayatımın ölüme kadar olan süresini ve ruhumun sonsuzluğunu yaşayabileceğim, hiç olmadığım kadar mutlu ve aşkla dolu olabileceğim ve masalların bir sonla bitmediğini, sonsuzlukla birleştiğini gösteren bir kalp tanıyorum ben... Bunu kağıtlarla anlatmak mümkün değil. Seni çok seviyorum. 

 Bence Aşk...